SPONSORLU BAĞLANTILAR

29 Temmuz 2010 Perşembe

Kokar Ağaç


Simaroubaceae familyasındadır. Diğer adları Aylandız, Osuruk ağacı, Yalangoz, Yabani ceviz, Cennet ağacı.

20 m boylanabilen, kışın yapraklarını döken, yaprakları 15-41 yaprakçıktan oluşan, mayıs-haziran aylarında yeşilimsi çiçekler açan, güçlü kokulu bir ağaçtır.

Anayurdu Çin’dir ama, Türkiye’nin hemen bütün şehirlerinde bulunur. “İstanbul’un her köşesinde, dolgu topraklar üzerinde, eski eser bina, han, hamam duvarlarında, duvar diplerinde, cadde ve yolların orta refüjierinde kendiliğinden yetişmiş binlerce ağaç ve fidanı görülür.” deniyor, İstanbul’un Egzotik Ağaç ve Çalıları adlı kitapta.

Diğer şehirlerde de durum bundan farklı değil; örneğin Bursa’da… Olur olmaz yerlerden, en çok da yıkıntılardan, harabelik yerlerden, eski yapıların diplerinden, hatta içlerinden kendini tutamayıp sanki somut bir isyan gibi yukarı fırlamıştır. Bu yüzden, en çok kötü muameleye uğrayan ağaç odur sanıyorum.

(Burada kokar ağaç gözlemlerini benimle paylaşan Aytül ve Tuncer Uçaroi’u selamlıyorum…)

Oysa kendine özgü kokusuyla haşereleri kaçırdığı, sıtma mikrobunu emdiği düşüncesiyle XVII. ve XVIII. yüzyılda bu ağaca büyük bir talep vardır.

Ağaç ishal giderici, bağırsak kurdu düşürücü, spazm çözücü, hafif ateş düşürücü ve kusturucu etkiler gösterir ve bağırsak parazitlerine, ishale dizanteriye karşı olarak da kullanılır.

20 gram gövde ve dal kabuğu 1 litre (5 bardak) suda kaynatılarak günde üç kez içilir. Dikkat, fazlası zararlıdır!

Mineçiçeğigiller familyasındandır.

(Bitkiye Lippia adı, 1678′de Paris’te doğmuş ve 1704′te öldürülmüş İtalyan bitklbilimci Augustin Lippi’den dolayı verilmiştir. Triphylla “üç yapraklı”; citriodora ise “limon kokulu” anlamına gelir.)

“Melisa” eski Yunancada “arı” demektir, ilgili Türkçe literatürde hem “Oğulotu”, hem de “Melisa” olarak anılan bir başka bitki daha var bu kitapta o da anlatılmakta. Kokulu melisanın onunla doğrudan bir ilgisi yoktur.

Sıcak iklimlerde 3-5 metre, ılıman iklimlerde 60-200 cm boylanabilen, kışın yapraklarını döken bir çalıdır. Dik, yuvarlak, oluklu gövdesi ve dalları ilk yıl yeşilken, ikinci yıl kırmızımsı ve odunsu bir hal alır. Limon kokulu yaprakları, İnce uzun, sivri uçlu, sarımsı yeşil, üçlü çevrel dizilişlidir. Çiçekleri dal uçlarında, soluk mor ya da genellikle beyaz, birçoğu bir arada, gevşek salkımlar halindedir.

Koyu kahverengi, gözyaşı biçiminde küçük tohumlan vardır. Anayurdu Güneybatı Amerika, Özellikle Şili’dir. Avrupa’ya 18. yy’da getirilmiştir. Günümüzde çoğu Akdeniz ülkesinde; Fransa, ispanya, Fas, Tunus ve Cezayir’de olduğu gibi ülkemizde de yetiştirilir. Dona karşı duyarlıdır.

Bol güneşli, korunaklı, don tutmayan toprağı sever. Büyükçe saksılara dikilip, kışın evin içine alınabilir. Tohumlar ilkbahar başında ekilir, çıkan fideler yaza doğru birer metre aralıkla seyreltilir ya da şaşırtılır.

Bitkinin yaprakları ovuşturulunca limon gibi kokar.

Daha çok kaynatılarak, haşlanarak tüketilir. Salatalara bir limon lezzeti katar. Kesin uyarıcı özelliği vardır, bu sebeple aşk iksirlerinde yer alır.

Kokusu ve lezzetinin limona benzemesinden dolayı çeşitli yiyecek ve içeceklerde, kolonyalarda kullanılır. Limon lezzeti elde edilmek istenen her şeye kokulu melisa konabilir. Süte, pudinglere, dondurmalı kremaya, şerbetlere, çeşitli bitki çaylarına katılabilir.

En uygun yaprak alma dönemi çiçekler açarkendir. Geç kalınırsa koku daha yoğunlaşır ve sertleşir. Kurutulmuş yapraklar limon kokusunu iki-üç yıl korur; bu sebeple odalara güzel bir koku ve görüntü sunması için hazırlanan potpuri tabaklarında ya da lavanta torbasında yer alır.

Bitkinin yapraklı ve çiçekli dallarından hazırlanan çayın iştah açıcı, yatıştırıcı, mideyi rahatlatıcı ve kandaki şekeri düzenleyici etkileri vardır.

Bunun için 20-30 gram bitkinin üzerine 1 litre (5 bardak) kaynar su dökülür, 10-15 dakika demlenip, günde iki-üç kez birer bardak içilir.

Bitkinin yapraklarından elde edilen yağda sitral, neral, jeraniyal, limonen, karvon, dipanten, linalol, karvon, jeraniyol bulunur.

Mutfakta limonata, likör, şerbet, salata, ara yemekler gibi çeşitli yiyecek ve içeceklerde kullanılır.

Nane, portakal çiçeği ve melisaya benzer tıbbi özellikleriyle ağrı kesici, bakteri, mantar ve iltihap yok edici, spazm çözücü, yüksek tansiyonu düşürücü, sakinleştirici, sindirim kolaylaştırıcı, iştah açıcı ve ateş düşürücü etkileri vardır. Akşam yemeğinden sonra 2-3 damla yağ, kaynatılmış suya damlatılıp içilir. Kas ve romatizma ağrıları için de banyo suyuna katılır. Dikkat, aşırı ya da uzun süreli kullanımı mideyi tahriş edebileceği için bundan kaçınmak gerekir

0 yorum:

Yorum Gönder