SPONSORLU BAĞLANTILAR

29 Temmuz 2010 Perşembe

Koka


Erythroxylaceae familyasındandır. (Coca sözcüğü, İnkalardan önce yaşamış Aymara halkının dilinde “harika ağaç, çalı” anlamına gelen khoka sözcüğünden gelir.)

Kendi halinde bırakıldığında 5 veya 6 metre boylanabilen, ama kültür için 1-2 m boylarında tutulan, almaşık ve sık dizilişli, sivri uçlu, yumurtamsı yaprakları olan bir ağaççıktır. Küçük demetler oluşturan, beş taçyapraklı, sarımsı beyaz çiçekleri ve kırmızı, üzümsü meyveleri vardır. 700-1700 metre yükseklikler arasında, Peru ve Bolivya’daki And dağlarında yabani olarak yetişirken, Afrika’da, Güney Amerika’nın kuzeyinde, Kolombiya’da, Güneydoğu Asya’da ve Tayvan’da yetiştirilir.

Güney Amerika’da 200 kadar çeşidi vardır, ama bunlardan yaprak ve alkaloit bakımından zengin olan iki türü daha çok işlem görür. Tarihte Peru ve Bolivya’nın yerli halkı bu bitkinin yapraklarını başka maddelerle karıştırarak çiğnemişler, böylelikle yorgunluk giderici, güçlendirici etkilerinden yararlanmaya çalışmışlardır. Bitkinin yapraklarında su, sabit yağ, A, B, C ve E vitaminleri, kalsiyum, demir, fosfor mineralleri ile çeşitli alkaloitler bulunur.
koka
Bu bitkinin yapraklarından elde edilen kokain, tıpta güçlü bir ağrı kesici ve uyuşturucudur. Başlangıçta açlığa, susuzluğa, uykusuzluğa direnci artırır, keyif verir gibi olur, kişiye güven ve güçlülük duygusu aşılar; ama alışkanlık yaptığı için zamanla doz yetmemeye başlar, gerginlik, sıkıntı ve öfke baş gösterir. Saldırganlık ya da tam tersi toplumdan kopuş ortaya çıkar. Sonunda sinir sistemi tahrip olur, solunum sistemi bozulur ve ölüm yolu hızlanır…

Dikkat, günümüzde koka bitkisi yapraklarının, ondan elde edilen kokainin, modern tıp ve eczacılık dışında değerlendirilmesi, taşınması ve uyuşturucu olarak kullanılması yasaktır!

0 yorum:

Yorum Gönder