DÖL YATAĞI BOYNUNUN AÇILIŞ DÖNEMİ VE ÇOCUĞUN ÇIKIŞI
Loğusa açısından doğum, çocuk eklerinin çıkışı dışında, iki temel bölüme ayrılabilir.
Birinci bölüm, dölyatağı boynunun açılış dönemidir: Düzenli ağrıların başlamasından, dölyatağı boynunun tam açılmasına (10 sm) kadar geçen dönem . Bu dönemde dölyatağında kasılmalar gerçekleşir. Çıkarma hareketlerinin olduğu ikinci bölüm, kadın için gerçek doğum dönemidir. Yakın tarihteki araştırmalar, doğumda rol oynayan fizyolojik olayların daha iyi anlaşılmasını, fizyolojik anormalliklerin tedavisini, dölyatağı boynunun açılış dönemi sırasında annenin ve dölütün daha iyi denetlenmesini ve çocuğa en uygun olarak koşulların hazırlanabilmesini sağlamıştır.
Dölyatağı kasılmalarını inceleme yöntemleri
Dölyatağının kasılması ve çocuğun ilerlemesi üstündeki etkileri çeşitli yöntemlerle incelenebilir. Günümüzde özellikle, «tokograf» adı verilen bir aygıt aracılığıyla, dıştan kayıt yöntemine başvurulmaktadır. Tokograf, dölyatağı kasılmalarının gelişmelerini ve şiddetlerini özel bir kağıda kaydeder. Ayrıca, dölyatağı boşluğu içindeki (çocuğun da etkisi altında bulunduğu) basıncın değerlendirilmesine yarayan, bir içten kayıt yöntemi vardır.
İlaç yardımı
Dölyatağı boynunun açılış dönemi üzüyorsa, kolaylaştırmak ya da hızlandırmak için, doğum sırasında ilaçlara başvurulabilir. Özellikle, dölyatağının kasılmasına yardımcı maddeler kullanılır; bunlar genellikle düz kas liflerini kasıcı etkisi olan doğal maddeler türevleri ya da doğum fizyolojisinde büyük önemi olan hipofiz ardı hormonudur (doğal ya da yapay). Bu temel maddeler yanında, daha önce anılan maddelerin etkisini destekleyici ağrı kesiciler ve kasınma çözücüler (dölyatağı boynunun açılmasını kolaylaştırmak amacıyla) de kullanılabilir.
Hipofiz ardı hormonu ve türevlerinin bulunuşu, dölyatağı boynunun açılış döneminin düzenlenmesinde ve yönetilmesinde büyük bir ilerleme olmuştur.
Elektronik çağından önce, çocuğun annenin dölyatağı içindeki ve doğum sırasındaki durumunu iyice bilmek güçtü. Doğum stetoskopu yardımıyla dölütün kalp atışlarını dinlemek ve su kesesi sıvısının rengini incelemek, o dönemlerde olduğu gibi, günümüzde de en iyi muayene öğeleridir.
Günümüzde, dölütün doğum olayına katlanamayacağı konusunda en küçük bir kuşkuda, son derece duyarlı aygıtlarla çok daha ince bir denetim uygulanabilir.
Gebe kadının dölyatağı üstüne yerleştirilen bir sesötesi alıcısı yardımıyla, dölütün kalp atışları kaydedilebilir. Bu aygıt, düzenli atışları kaydetmek ve bu arada ikinci bir kayıtla, kasılmaların kalp atışlarının sıklığı üstündeki etkisini izlemek olanağını verir. Su kesesi yırtılmışsa, dölyolundan, çocuğun baş derisi üstüne, kalp ritmini çok daha duyarlı olarak alabilecek bir elektrot yerleştirilebilir.
Su kesesi yırtıldığında, dölütten biraz kan alınarak, kanındaki oksijen miktarının yeterli olup olmadığı da görülebilir.
Çocukla ilgili önlemler
Çocuğun, daha doğar doğmaz, özel ısı ve mikroptan arındırma koşulları altına alınması gerekir. Doğum sırasında görülebilecek anormal bir olay karşısında, günümüzde çok ilerlemiş olan yeniden canlandırma yöntemlerine başvurulur.
İnsancıl ilerlemeler
Bilimsel buluş ve ilerlemelerin yanısıra, doğumun insancıllaştırılması konusunda da önemli ilerlemeler gerçekleştirilmiştir.
Doğumun yapılacağı yer
Gerek özel doğumevlerinde, gerek devlet hastanelerinde, konfor açısından büyük ilerlemeler gerçekleştirilmiştir. Doğum odaları, içinde büyük acılar çekilen odalar olmaktan çıkmış, doğum yapan kadınların bir koğuşta birarada yatırılması bırakılmış, doğumdan sonra yakınların ziyaretleri kolaylaştırılmıştır.
Doğum koşulları
Kadınların ruhsal açıdan doğuma hazırlanmasını sağlayan yöntemler yepyeni bir hava yaratmış, hekimler ve hastane personeli de, gebe kadınla daha anlayışlı ilişkiler kurmağa başlamışlardır.
0 yorum:
Yorum Gönder