Vücuttaki en büyük bez karaciğerdir. Bebeklerde vücut ağırlığının % 4′ünü meydana getiren Karaciğer karın boşluğunun beşte ikisini kaplar. Bebeklerin şişkin karınlı görünmelerinin nedeni budur. Karın boşluğunun sağ tarafında diyaframa yakın yerdedir. İnsanda normal ağırlığı iki kilogramdır. Koyu kırmızı renkli olup, üzeri zarla kaplıdır. Lopçukların çevresinde safra kanalları bulunur. Bu kanallar toplanarak karaciğer kanalını oluşturur.
Karaciğerin vücut metabolizmasında sayısız görevleri vardır. Karaciğer bağırsaktaki sindirimde ikinci derecede rol oynar. İki yönden kanla beslenir. Oksijen karaciğer atardamarıyla gelir. Kapı toplardamarı ile bağırsaklardan emilmiş besinler buradan geçer.
Karaciğerin sayısız görevleri arasında kırmızı kan hücrelerinin yok edilmesi, plazma proteinleri ve kan pıhtüaştırıcı öğelerin yapılandırılması, karbonhidratların glikojen halinde depolanması, yağ ve proteinlerin karbonhidrata dönüştürülmesi, süt şekerinin glikoza değişimi, amonyağın üreye dönüşmesi, yağın sindirilip emilmesi, bazı yağ ve proteinlerin depolanması, safra tuzlarının üretimi, yağ eriten vitaminlerin depolanması, depolanmış yağın daha kolay yanabilen kretonlar haline dönüşmesi çeşitli zehir ve uyuşturucu maddeleri değişime uğratması, yer alır.
Pankreas ise, midenin arkasında bulunan boşaltıcı kanallarıyla oniki parmak bağırsağına bağlı, iç ve dış salgıları olan bir bezdir. Normal ağırlığı kadın ve erkekte farklı olmak üzere 60-90 gram ağırlığmdadır. Sarımsı gri ya da pembe renkli bir organdır. Pankreas lipaz, amilaz ve tripsin gibi önemli sindirim enzimleri üretip günde yaklaşık 1 litre dolayında özsuyunu, onikiparmak barsağına boşaltır. İç salgı olarak vücut için gerekli çok az miktarda ensülini de oluşturur. Ensülin dokuların fazla glikoz soğurmasını sağlayarak, kandaki şeker oranını düşürür, karaciğerin şeker dengesine yardımcı olur. Ensülin salgılanmasındaki bozuklukla şeker hastalığı ortaya çıkar. Böyle hastabra dışarıdan ensülin verilir.
Karaciğer ve pankreas, vücudun iki önemli salgıbezi, özellikle karaciğer besin işleme fabrikasıdır. Sindirim kanalında besinlerin işlenmesinden kanımızda hücre düzeyindeki bir çok metabolik olaya kadar, bu iki organın hormonları ve salgılan gereklidir
Karaciğerin, çevredeki bir çok organla da yakın ilişkisi vardır. Bu organlar hemen onikiparmak bağırsağına ya da yakında açılan kanalcıkları ile sindirim olayını gerçekleştiren enzimleri bağırsağa boşaltırlar. Pankreasın bir de iç salgı görevi vardır. Salgılar doğrudan kana veriliyorsa iç salgı, eğer kanalcık sistemi ile doğal kanallarına, özellikle sindirim sistemi kanalına boşaltılıyorsa dış salgı denilmektedir. Vücut olayında iç ve dış salgı sistemlerinin uyumlu çalışması gerekir.
Yenidoğan Sarılığı ve Karaciğer Yangısı: Uzun süreli yenidoğan sarılıkları karaciğer yangısına, safra kanallannın gelişmemiş olmasına ya da sepsise bağlıdır. Sepsis mini canlıların bir odaktan bütün vücuda kanla yayılmasıdır. Karaciğer yangısı, olaylann % 50’sinden sorumludur. Klinik tablo bir çok etkene bağlı diğer olaylarda da taklit edilebilir. Sanlık belirtileri arasında karaciğer ve dalak büyümesi, idrar renginin çay rengi alması ve koyulaşması, dışkı rengini yitirerek beyaz gri renkte görünümü sayılabilir. Uyku hali, beslenme bozukluğu, kilo alma ve gelişmenin bozulması en sık rastlanılan durumlardır.
Karaciğer yangılannda önemli laboratuvar bulguları vardır. Karaciğerin durumunu değerlendirmek için laboratuvar testleri yapılır. Kanda bilurubin düzeyinde artım olur. Ayrıntılı değerlendirmeler yapılarak karaciğerin durumu ve metabolik işlevi belirlenir. Kimi zaman iğne ile alınan, karaciğer doku kesintilerinin incelenmesi gerekir. Karaciğer hücre yapılarının bozulup bozulmadığı ve hastalık sonucunun ne olacağı değerlendirilir.
Yenidoğandaki uzayan sanlıkta, safra kanallarının gelişmemiş olmasına çaba harcanır. Karaciğer, safranın yapıldığı yerdir. Safra, safra kanalcıktan aracılığı ile ana safra kanalına ve buradan safra kesesine ulaşır.
Safra kesesinden salınarak bağırsakta yağlı besinlerin sindirimini sağlar. Karaciğer içersindeki safra kanalcıktan gelişmemişse bu mekanizma durur. Ayrıca bilurbin ve bazı metabolik olaylann sonucunda ortaya çıkan, atılması zorunlu zehirli madde bu kez karaciğerden kana kanşır. Aynca bir takım genetiksel hastalıklar da bu tip sarılıkla karışabilir.
Hastalann çoğunluğu belirli bir hastalık süresinden sonra tablo ne kadar ağır olursa olsun iyileşirler. Nadiren 2 veya 4 ay süren tipleri de bulunur. Bazen karaciğer yeterince dayanamaz. Hastalar da siroz ve karaciğer doku haraplanması meydana gelir ve ölümle sonuçlanır.
İlaç ve Enfeksiyonla Meydana Gelen Yeni Doğan Sarılıkları: Yenidoğan sarılıkları genellikle tıkanıklık yapıcı tiptedir. Hastanın genel durumu zaten ileri derecede bozuktur. Karaciğer biluribini yeterli biçimde uzaklaştıramaz, safra salgısının içerisine katarak, dışkı ile atılmasını sağlayamaz. Enfeksiyonlan, yenidoğan sarılıklarının en önemli nedenleri arasındadır. Sanhk ve karaciğer dalak büyümesi en sık görülen ve sürekli bulgulardır. Bazen frengi de bu tip sanlıklann nedeni olabilir. İlaçlar içerisinde K vitamini, sulfonamidler bu tip sanlıklara yol açar. Bunlar bilurubinin serum proteinlerine bağlanma bölgelerini ortadan kaldırarak etkili olurlar. Novobiosin denilen ilaç, bilurubinin atılmasını sağlayan metabolik olaylan baltalar. Tetrasiklin denilen ilaçlar, karaciğer hücrelerinin haraplanmasına neden olur. Sonuçta bilurubin işlenmesi dahil bir çok görevlerini yapamaz. İlaç ve enfeksiyonla meydana gelen yenidoğan sarılığının tedavisi hekim tarafından yapılır.
Karaciğer dışında safra kanlı tıkanıklıkları ya da gelişmemesi: Genellikle on bin doğumda bir görülür. En sık görülen tipi lkaraciğerin: dışında yer alan safra kanallannın bütünüyle gelişmemiş olmasıdır.Bunun nedeni tam olarak bilinmemektedir. Ancak, bebeğin anne karnında geçirdiği bir takım enfeksiyonlara yol açtığı belirtilmektedir.
Sarılık, doğumdan sonra hemen görülebileceği gibi, doğumdan sonra iki üç haftaya kadar da devam eder. idrar koyudur. Apış aralannı boyar. Dışkı sıklıkla beyaz gri renktedir. Dışkıya rengini veren maddeler bilurubinin metabolizma ürünleridir. Karaciğer büyümesi önce olur. Daha sonra dalak büyür. Kaşıntı parmaklarda çomaklaşma, raşitizmde sık görülen boncuk tanesi gibi büyümeler, muayene sırasında aranılan bulgulardandır. Kalp atışları hızlanır, seslerinde anormallik ortaya çıkar. Hastalığın teşhisi için çok sayıda labratuvar değerlendirmeleri yapılır. Karaciğerden alınan parçanın mikroskop altında incelenmesi çok yararlı sonuçlar verir.
Yenidoğan sarılığından ayırt edebilmek çok güçtür. Karaciğer ve diğer bozukluklara neden olan hastalıklarda yaşama şansını arttırabilmek için gerekli araştırmalar sürdürülmektedir.
Karaciğer İçerisindeki Safra Kanalcıklarının Gelişmemesi: Tıkanıklık tipi sanlık yapan hastalıklardan biridir. Genellikle safra kanalı gelişmemesine bağlı sanlıklann yüzde onu bu tiptedir. Bebek rahim içerisinde iken annenin kızamıkçık geçirmesi, zaman zaman oksijensiz kalması bu tip sanlıkların oluşumunda çok etkindir. Bazen kalıtsal olabilir. Her zaman dışkının renginde değişiklik olmaz. Fakat, kaşıntı çok ileri derecededir. Kaşıntı, kanda artan bilurubinin deride verdiği önemli bir belirtidir. Karaciğer işlevlerini bozan bir durum olduğu için yukarıda saydığımız karaciger işlev testleri, hastalığın tanısında yararlı olur.
Laboratuvar değerlendirmeleri zordur. Ülkemizde bu hastalıkların tanısını sağlıyacak testler kolayca yapılır. Karaciğerin içerisindeki küçük kanalcıklar gelişmediğinden safra, ana safra kanaiına verilmez. O nedenle kana karışır ve kanda bilurubin artar. Kanda bilurubin artması sarılık nedenidir. Kalıtsal tipinde sonuç daha kötüdür. Kaşıntının önlenmesi için yeni ilaçlar geliştirmektedirler. Ayrıca hastaların yaşama şansını arttıracak çalışmalar sürdürülmektedir.
Karaciğer Tümörü: Çocukluk devresindeki kötücül hastalıklar çok az görülür. Genellikle erkek çocuklarda kızlara göre daha fazladır. Çocukların büyük çoğunluğu hastalığa bir ve üç yaşlarında yakalanır.
Karında önemli büyüklükte kitle ele gelir. Bu kitle ağrısız ya da ağrılıdır. Fizik muayenede, belirgin bir tümör kütlesi olmayabilir. Bu durumda muayene sırasında karında ağri; ilk bulgulardan bîridir. Belirtileri arasında kilo kaybı, solukîuk olur. Tümörün tanısının konulabilmesi için bazı laboratuvar değerlendirmeleri ve incelemeler yapılır. Zamanında cerrahi müdahale gerekir. Tümörün üzerinde bulunduğu, karaciğerin bölümü tümüyle çıkarılır. Diğer organlara da atlamış ise bunların da çıkarılması gerekir. Ameliyat vakit yitirmeden yapılmalıdır. Organlardaki yayılım bölgeleri ameliyattan önce radyoaktif olarak belirlenir.
Hastaların % 30 – 4O’ı herhangi bir yay’lım söz konusu olmaksızın yaşarlar. Tümörün çıkartılmasından sonra hastaların % 10 kadarı beş yıllık yaşama süresini aşarlar.
Vilson Hastalığı: Vücudumuzda bakır içeren ve bakırın taşınmasını sağlayan enzimlerin eksikliği sonucu ortaya çıkan hastalıktır, özellikle solunum yollarında bu tip enzimlerin görev yaptığı bilinmektedir. Bu hastaların hepsinde karaciğer bozukluğunu gösteren bulgular vardır. Sinir sistemi ile ilgili belirtiler olur ya da olmaz. Karaciğerin tutulması birden ya da uzun sürede olur. Bulgular arasında sanlık, göz bebeğinin çevresinde yeşiî bir halka, titreme, konuşurken kekeleme, gibi belirtiler sayılabilir. Son iki merkez belirti sinir sisteminin de tutulduğu görülür.
Karaciğerin işlevlerini belirlemekte kullanılan test sonuçları bozuktur. idrarla şekerin atılması karaciğer işlevlerinin bozulduğunu gösteren önemli bir bulgudur. Karaciğer biyopsisi gerekir. Günümüzde tedavisiyle ilgili etkin ilaçlar bulunmaktadır. Bu ilaçların sürekli kullanılması gerekir.
Pankreatit B: Süreğen ve ıvegen tipleri bulunan çok önemli bir hastalıktır
Pankreatinin ivegen tiplerinin en önemli nedenleri, kabakulak ve karma yapılan’ darbedir. Diğerleri arasında safra kesesi taşları, askaris adı verilen asalağın yaptığı enfeksiyonlar, bazı ilaçların çok yüksek dozda kullanılması sayılabilir.
Klinik bulguların arasında şiddetli üst karın bölgesi ağrısı başta gelir. Genellikle herhangi bir kusma ve ateş olmaz. Bu tip vakalarda asit görülebilir. Komplikasyonlar arasında sıvı ve elektrolit bozuklukları sayılabilir. Tıbbi tedavisinde istirahat önemli bir yer tutar. Düzenli olarak mide sıvısının boşaltılması gerekir.
0 yorum:
Yorum Gönder