SPONSORLU BAĞLANTILAR

22 Ağustos 2010 Pazar

Doğumda Anormal Yerleşimli Eten ve Sarkmalar


ANORMAL YERLEŞİMLİ ETEN VE SARKMALAR

Bazı olaylar, doğumun normal akışını köstekleyebilir.

Çocuğun gelişi ile doğum kanalı arasında herhangi bir engel olabilir, sözgelimi, anormal yerleşimli eten, doğumu engelleyen bir olay sayılabilir.

Kadının kemik leğenine ilk olarak göbek kordonunun ya da dölütün üyelerinden birinin (kol ya da bacağının) girmesine, sarkma denir.

Anormal yerleşimli eten

Yumurtalık kisti ya da dölyatağı miyomu gibi üreme organları hastalıkları, çocuğun inişini engelleyebilir. Gebeliğin gelişmesi sırasında, küçük leğende kalan bir yumurtalık kisti ya da dölyatağınm alt bölümünde yeralan irice bir miyom, bu tür engellerdendir. Kist ya da miyom, gebeliğin erken dönemlerinde teşhis edilir ve doğumda engel oluşturabilecek kadar büyük oldukları anlaşılırsa, alınmaları düşünülebilir. Girişimde bulunulmazsa (gerek teknik olanaksızlık, gerekse geç teşhis nedeniyle) gebelik sonunda çocuk, geliş anormalliği gösterecek, gelişi genellikle fazla yukardan ya da eksenden şaşmış olacak ve çocuğun, cerrahi yoldan doğurtulması gerekecektir.

Anormal yerleşimli eten, etenin, dölyatağının alt bölümünde çok aşağıya yapışmasıyla tanımlanır. Daha önce de gördüğümüz gibi, bu durum gebelik sırasındaki kanamalar nedeniyle teşhis edilebilir ve etenin yeri özel tekniklerle tam olarak böylece belirlenebilir.

Anormal yerleşimli eten, gebelik süresince belirti vermezse, dölyatağı boynunun açılış döneminin başlangıcında bir kanamayla kendini belli eder. Dölyatağı boynu kısmen de olsa silindikten sonra, dölyolundan parmakla muayenede, eten kütlesi çocuğun gelen bölümünün önünde (dölyatağı boynunu tıkar durumda) ya da yanında ele gelir.

Anatomik açıdan, etenin,’ dölyatağının alt bölümü ve dölyatağı boynu iç ağzıyla olan ilişkisine göre, genellikle 3 tür anormal yerleşimli eten ayırt edilir:

• Eten kütlesinin kenarı, dölyatağı boynu iç ağzından 10 sm’den az uzaklıktadır. Bu durum hiç bir sakınca yaratmaz; ancak doğumdan sonra, zarlar incelenirken farkına varılır.

Bu bulgu, doğumdan sonraki fizyolojik kanamanın çok yakından izlenmesini gerektirir; çünkü, dölyatağınm alt bölümü bu durumda kendisini toplamakta güçlük çekeceğinden, kanama anormal ölçülere varabilir.

• Eten kütlesinin kenarı dölyatağı boynu ağzına bitişiktir. Bu durum, çoğunlukla çıkışı güçleştirir.

• Eten, dölyatağı boynu ağzının üst tarafına yapışmıştır. Dölyatağı boynunun açılış döneminin başlamasıyla, eten de yerinden ayrılmaya başlar, kanamalara neden olur, çocuğun normal yoldan inişini engeller.

Sarkmalar

Dölyatağı boynunun açılış dönemi süresince 2 tür sarkma görülebilir: Kordon sarkması; kol ya da bacak sarkması.

Kordon sarkması

Göbek kordonunun dölyatağı boynu ağzından sarkması, genellikle su kesesinin yırtılması sırasında ve başın henüz leğen girimine iyice uyarlanmamış olduğu evrededir. Bu tür sarkma çok önemli olabilir; dölyolu içinde ve çocuğun önde gelen bölümünün herhangi bir yerinde, küçük bir kordon parçası bulunduğu farkedilir. Çocuğun önde gelen bölümü tarafından kordonun sıkıştırılması, dolayısıyle de çocuğun oksijensiz kalması tehlikesi vardır. Çocuğun hızla çıkarılması gerekir. Kol ya da bacak sarkması.

Kol ya da bacaklardan birinin dölütün gövdesinden önce geliş yoluna sarkması, kısmen fizyolojik nedenlere bağlı olabilir. Tam makat gelişi durumunda, kanala önce bir bacağın sarkması buna örnektir. Ama bu durumda, çocuğun önde gelen bölümü daha küçük hacimde olacağından, apışarasında gerilmeye ya da açılma bozukluklarına yolaçabilir. Sarkma, açılmanın çok erken bir evresinde olmuşsa, sezaryen düşünülebilir.

Kol ya da bacaklardan birinin sarkması, bir bozukluğun belirtisi de olabilir. Yan duruşta su kesesinin yırtılmasından sonra, önce bir kolun sarkması buna örnek gösterilebilir.

0 yorum:

Yorum Gönder