SPONSORLU BAĞLANTILAR

31 Ağustos 2010 Salı

Yeni Doğmuş Bebeğin Gelişmesi


YENİ DOĞMUŞ ÇOCUĞUN GELİŞMESİ

Doğumla birlikte çocuk, sıvı, karanlık ve sessiz bir ortamdan çıkarak ışıklı ve gürültülü bir ortama girer.

Bu anda 2 yeni ve temel olay gerçekleşir: Soluk alma başlar (bebeğin ilk çığlığı ilk kez soluk verişinin belirtisidir. O ana kadar akciğerlerde hava yoktur, hava kesecikleri de büzüşüktür. Çeşitli karmaşık olaylar sonucu, soluk alma mekanizması harekete geçerek akciğerin bütün yapısını bir anda değiştirir); kan dolaşımı kesin biçimini alır. (Dölüt annenin dölyatağmdayken kalbin sağ ve sol kulakçıkları arasında ilişkiyi sağlayan Botal deliği ve akciğer atardamarı ile aort arasında ilişkiyi sağlayan atardamar kanalı, sağ ve sol kalp kanını büyük ölçüde karıştırır. Doğumdan sonra, şiddetli basınç değişmeleri bu açıklıkların kapanmasına yardımcı olacaktır.)

Bunlara paralel olarak bütün öteki organlar da çalışmaya başlar. Böbrek sidik yapmaya koyulur. Bununla birlikte, yeni doğmuş çocuğun yaşamının ilk 24-36 saatinde sidik çıkarmaması anormal sayılmaz. Sindirim kanalının çalışmaya başlaması daha da gecikmelidir: Önce, 60-200 gr arasında değişen ağırlıkta mekonyum (bebeğin ilk kakası) atılır. Mekonyum oldukça kıvamlı, yapışkan, koyu yeşil ya da siyahımsı renkli ve mikropsuz bir maddedir. Normal olarak doğumu izleyen 10-12 saat sonunda bedenden atılır; 48 saati aşan bir gecikme anormal sayılmalıdır. Bu arada karaciğer de temizleme işlemlerine başlar.
yeni-doğmuş-bebek


PRATİK ÖĞELER

Genel olarak, çocuk bakımıyla ilgili bilimsel bilgilerden çok geleneklere dayanan her türlü girişimden kaçınmak gerekir. Sözgelimi, çok sıkı göründüğü düşüncesiyle ve ilerds konuşma ya da beslenme güçlükleri yaratacağı kaygısıyla dilin altındaki zar kıvrımını (dil bağı ya da gemciği) kesmeye kalkışmak saçmadır. Önemsiz gibi görünen bu girişim, dil atardamarlarının kesilmesi sonucu ciddi kanamalara yolaçabilir.

Aynı biçimde, yara iyileşinceye ve göbek halkası gerektiğince kapamneaya kadar, göbek çevresini bandajlamakla yetinmek gerekir. Süt çocuğunu besin, hattâ soluk almasını zorlaştıracak biçimde sıkı sıkı bağlamak yerine, alerji yapmayacak plasterle tutturulmuş kuru bir pansuman yeğ tutulmalıdır.

HAREKET YETENEĞİ

Yeni doğmuş çocuk günün 24 saatinin 20’sini uyuyarak geçirir. Uykusu hafif ve sakindir; acıktığında ya da öteki gereksinimleri için uyanır. Uyandığında güçlü ve iniş çıkışlı bir çığlık atar. Uyanma güçlüğü ya da tekdüze, yakınmak, inler gibi çığlıklar, anormal ve kaygı verici belirtilerdir

Uyandığı zaman kol ve bacaklarını sürekli oynatır. Sırtüstü durumda dinlenirken (zamanında doğmuş bebeklerde) kol ve bacaklar büküktür. Bir kas grubunda sınırlı kalan hafif titremeler, özellikle uyku sırasında görülüyorsa (sarsılma hareketleri ya da bunların çırpmmamsı eşdeğerlileri), anormal belirtilerdir.

DERİ

Doğumda deri hafifçe yapışkan ve beyazımsı bir yağ tabakasıyla örtülüdür. Bu tabaka doğumdan sonraki ilk banyoda yiter. Doğumda deri, omuzda, alında ve sırtta incecik ve kısa ayva tüyle-riyle (lanugo) kaplıdır. Bunlar da 3. haftaya doğru yiter. Deri rengi normal olarak çok kırmızıdır, bebek çığlık atarken daha da koyulaşır, bazen morumsu mavi olur, 4. ya da 5. günlerde başlayan pul pul dökülme (deriden kolayca ayrılan ince deri parçaları) haftalarca sürer ve giderek derinin rengi açılar.

Yeni doğmuş çocukların üst gözkapaklarmda ve enselerinde görülen küçük kırmızı leke, bir damar olayıdır (damar benleri ve derialtı damar uru). Kalıcı değildir; 5., 6. aya doğru yiter.

Moğol lekesi, arap ve sarı ırktan bebeklerde normaldir. Bazen beyaz ırktan bebeklerde de görülür. O zaman çok eskiye dayanan bir» melezlik belirtisidir. Kuyruk sokumu bölgesinde kılsız, grimsi renkli ve arduvaz görünüşlü bir deri alanıdır. Bazen bu bölgede sınırlı kalmaz, böbrekler düzeyine, göğsün altına ve uyluklara kadar yayılır.

Bazen, yeni doğmuş bebeklerde sarılık (derinin ve mukozaların san bir renk alması) da görülebilir; ama genellikle şiddetli değildir; dölütün alyuvarlarının normal yıkımının göstergesidir.

DIŞ ÜREME ORGANLARI

Erkek çocukta anormal görünebilecek derecede büyük olabilir. Özellikle çocuğun ters geldiği doğumlarda erbezleri çevresindeki mukozalar büyük ölçüde kalınlaşmıştır. Çoğunlukla küçük çaplı bir su toplanması (hidrosel) görülür. Bu durum birkaç hafta içinde (bazen daha uzun bir süre sonunda) ortadan kalkacaktır. Düzelme bakışımlı olduğunan erbezlerinden birinin ötekinde çok daha büyük olduğu duygusu uyandırarak kaygı yaratabilir. Bu kaygı gereksizdir.

Kız çocuklarda da üreme organlarında şişkinlik görülebilir; bazen, dölyatağından âdet kanaması biçiminde kan gelebilir. Korkulacak bir olay değildir: Annenin hormonlarının bebek bedenindeki etkisi sonucu yeni doğmuş kızlardaki üreme organları nöbeti.

Gene anneden geçen hormonların etkisiyle, gerek kız, gerekse erkek bebeklerde, memelerin aşırı

büyük olmasına, hattâ, daha az raslanmakla birlikte, bir miktar süt salgılanmasına neden olabilir. Birkaç gün ya da hafta içinde kendiliğinden gerileyerek yokolur: Hiç bir özel önlem gerektirmez.

BINGILDAKLAR

Yeni doğmuş çocuğun ve süt çocuğunun kafatasındaki yassı kemikler birbirine bitişik değildir. Aralarında çok daha sonra kemikleşerek kafatası dikişlerini (suturae) oluşturacak bağdokusu şeritleri vardır. Bu şeritsi bölgeler, ön ve arka bıngıldaklar düzeyinde birleşir. Ön bılgıldak, önde alm kemiği, arkada çeper kemikleriyle sınırlıdır. Büyüklüğü bir bebekten ötekine değişir; yaklaşık olarak 8. vede 18. aylar arasında kapanır. Kafatası içi toplardamar sinüsünün atışlarını yansıttığından, nabız gibi vurumludur.

Arka bıngıldak, önde çeper kemikleri, arkada artkafa kemiğiyle sınırlanır; yaşamın yalnızca ilk 15 gününde açıktır.

NORMAL REFLEKSLER

Süt bebeğinde pek çok refleks tanımlanmıştır. Normal olarak çocuğun sinirsel olgunlaşmasıyla birlikte yiterler. Çocuktan çocuğa değişen, ama genellikle 3. ay dolaylarındaki bir süreden sonra hâlâ varolmaları büyüme ve gelişmede bir gecikme belirtisidir. Bununla birlikte, bir bütün olarak ve süt çocuğunun genel zihinsel gelişmesiyle birlikte ele alınması ve değerlendirilmesi gerekir.

Arama refleksi bebeğin ağız çevresine bir şeyle ya da parmakla dokunularak uyandırılır. Uyarı, süt çocuğunun yüz kaslarının, uyarının yapıldığı tarafa doğru dudağın biçimini bozacak biçimde kasılmasına yolaçar.

Kendiliğinden emme hareketleri, doğumdan hemen sonra görülmeye başlanır.

Otomatik yürüme tuhaf bir olaydır: Kol altlarından tutularak sert bir düzleme temas ettirilen yeni doğmuş bebek, doğrulur ve yürümeye başlar Bu refleks, daha sonra, istemli olarak yeniden be lirinceye kadar yiter.

Moro refleksi (bebek kollarını önce açar,; sonra sertçe kapatır), şiddetli bir sesli uyarı üstüne ya da bebeğin ensesi apansızın hareket ettirilirse görülür.
Yakalama refleksi, avuç içi uyarıldığında el parmaklarının bükülmesidir.

YENİ DOĞMUŞ ÇOCUKLA İLGİLİ BAZI DEĞERLER

Yeni doğmuş çocukta birçok değişmez değer gözlenebilir:

— doğumda erkek çocuk 3,5 kg kadar gelir, kız çocuk biraz daha hafiftir; çocuğun kilosu 5 ayda iki, 1 yılda üç katma çıkar;

— doğumda boy 50 sm dolaylarındadır; ilk yıl içinde hızla, sonra daha yavaş artar;

— doğumda kafatası çevresi 35 sm’dir;

— makattan alman beden ısısı 36,4°C’tır; ama yeni doğmuş bebeğin bedeni, kendi ısısını pek kolay ayarlayamaz; sıcaktan da soğuktan da etkilenir (bebek kaloriferin yakınma konduğunda beden ısısı 38°C’a çıkabilir);

— kalp atışları dakikada 100′ün üstündedir; bazen, bağırırken ya da beslenirken 150′ye çıkar; gene normal olarak dakikada 40 vede 50 kez soluk alır, bağırdığı zamanlar bu sayı 80′e yükselir.

0 yorum:

Yorum Gönder